İlk yazımıza her şeyin hayırlısı diyerek başlıyorum.
Şiiri bize getiren bir Garip
Edebi bir harekete Garip adını vermek ne kadar Garipse bu ismi veren şairlerde o kadar Garip.
Orhan Veli, Oktay Rifat ve Melih Cevdet üçlüsünden bahsediyoruz.
Taş Mektep'te, Ankara'da: Teneffüsü Gavur Etmeyelim de Şiir Okuyalım fikrinden ortaya çıkan bir hareket Garip Hareketi.
Nasır kavramını edebiyatımıza koyacak kadar cesur, rakı şişesinde balık olmak isteyecek kadar hayalperest, temiz bir yatakta misafirlikte uyumak isteyecek kadar masum insanların el emeği bu edebi hareket.
Aslında ne test kitaplarında 15 soruluk bir bölüm ile geçiştirilecek kadar kolay ne de Divan Edebiyatı'nın ağır dili kadar zor bu hareketi anlamak ve anlatmak. Yapmak istedikleri sadece edebiyatı herkese ulaştırmak ve bunu kafiye, ölçü, söz sanatları gibi gereksiz ve eski geleneklerden kurtararak yapmak. Sebebi ise herkese ulaşmak ve insanların duygularının bam teline dokunma isteği.
Gözlerim
Gözlerim Nerede?
Şeytan aldı götürdü
Satamadan getirdi
Gözlerim
Gözlerim Nerede
Aslında şiir sanatını icra etmek Garip açısından bu kadar kolay. Bakın ne ağır kelimeler ne gereksiz söz sanatları var. Basit ve eğlenceli, içten ve önemlisi bizden.
Anlam karışıklığı ile mücadele veren İkinci Yeni akımı ve sahte duygusallığı ile boğuşan Maviciler her fırsatta Garip'i eleştirmişler ancak çoğu zaman Garip'ten etkilenmişlerdir. Kurucusunun bile vefatının fazla Garip olduğu bu hareketin önemini bilin. Okuyun. Garip'in başka bir isteği yok.
15.12.2017
Ozan Bektaş Kara
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder